Görüntüleme: 59
Yazı Boyutu:
İskeçe Türk Birliği, 17 yıldır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının uygulanmasını ve yıllarca süren haksızlığın ve adaletsizliğin sona erdirilmesini bekliyor.
27 Mart tarihi, sadece İskeçe Türk Birliği için değil, Batı Trakya Türk Azınlığı için, hatta Yunanistan için de son derece önemli bir tarih. 17 yıl önce bugün, 27 Mart 2008 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), İskeçe Türk Birliği davasıyla ilgili kararını açıklamış ve oybirliğiyle İskeçe Türk Birliği'ni haklı bulmuştu. Aynı tarihte Rodop ili Türk Kadınları Kültür Derneği'nin de kararı açıklanmış ve Yunanistan, "Türk" ibaresinin yasaklanmasına dayandırdığı kararları nedeniyle, AİHM'de mahkum olmuştu.
İsmindeki ‘Türk' ibaresinden dolayı derneğimiz hakkında Yunanistan mahkemelerince verilen kapatma kararının ve derneğimizin yasal statüsünün ve tüzel kişiliğinin iptal edilmesinin haksız bulunduğu ve mahkum edildiği AİHM kararının üzerinden tam 17 yıl geçti. İskeçe Türk Birliği ve Batı Trakya Türk Azınlığı olarak, Türk azınlık dernekleriyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasını bekliyoruz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 17 yıl önce bugün 27 Mart 2008 tarihinde, "Bekirusta Dava Grubu"nda yer alan İskeçe Türk Birliği ve Rodop ili Türk Kadınları Kültür Derneği davalarıyla ilgili kararını açıklamış ve azınlık derneklerini oybirliğiyle haklı bulmuş, Yunanistan'ı da bu kararlar nedeniyle mahkum etmişti.
Ancak, AİHM kararı 2008 yılından bu yana Yunanistan tarafından uygulanmamakta, İskeçe Türk Birliği'nin yasal statüsü iade edilmemektedir.
Beklentimiz ve talebimiz; daha fazla zaman harcamadan, İskeçe Türk Birliği girişindeki Türkçe ve Yunanca tabelanın güvenlik güçleri tarafından sökülmesiyle başlayan ve 42 yıldır devam eden haksızlığın ve adaletsizliğin ortadan kalması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının tam ve eksiksiz bir şekilde uygulanmasıdır.
Yunanistan'ın Batı Trakya Türk Azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararlarını uygulamaması yeni mağduriyetler doğurmakta ve Türk azınlık derneklerinin yöneticilerinin kamuoyunda hedef gösterilmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla, AİHM kararlarının uygulanması sadece uluslararası hukukun bir gereği değil, aynı zamanda bölgemizdeki toplumsal huzurun ve sosyal barışın sağlanması için de bir zorunluluktur.
AİHM kararının yıldönümünde çağrımızı tekrarlamak isteriz. Vatandaşı olduğumuz ülkemiz Yunanistan'dan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ve diğer insan hakları örgütlerinin çağrılarını dikkate alarak, 17 yıldır uygulanmayan AİHM kararlarını uygulamasını beklediğimizi ve talep ettiğimizi bir kez daha vurgularız.
