Ana Sayfa » Duyurular
A Ç I K L A M A
Güncellenme Tarihi: 29-01-2014

Görüntüleme: 2941

Yazı Boyutu:  

Resim Galerisi

Batı Trakya Türk Azınlığı'nın her türlü ayrımcılığa, baskıya, asimilasyon ve göç ettirme çabalarına, ama en çok da Türk etnik kimliğinin uydurma bahanelerle yasaklanmasına tepki gösterdiği 29 Ocak 1988 tarihinin 26. yıldönümünü anmaktayız. O tarihteki yürüyüşün ikinci yıldönümünde 29 Ocak 1990 tarihinde camilerimizde mevlid okutulması engellenmiş, bilahare maksatlı yalan radyo haberleri de kullanılarak bu bölgede yüzyıllardır var olan barış içinde birlikte yaşama ortamı hedef alınmıştır.

Bugün aynı vatandaşlık bağına sahip olduğumuz aynı toprağı vatan bildiğimiz Yunan dostlarımızın elbette haklı olarak eleştirdikleri 6-7 Eylül 1955 ne ise 29 Ocak 1990 da odur. Olayların çapı farklı olsa da mantık aynıdır. Her iki olayda da kasıtlı olarak yalan haberler kamuoyuna aktarılmış ve halk galeyana getirilmek istenmiştir. Dolayısıyla 6-7 Eylül Olayları'nı kınayanların 29 Ocak 1990 Olayları'nı görmeme lüksü yoktur.

Bu vesileyle öncelikle Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın haklarının korunması davasına sahip çıkan ve bu uğurda mücadele eden tüm merhum soydaşlarımızı rahmet, minnet ve şükranla yad ediyoruz.

Değerli Batı Trakya Türkleri,
Adlarındaki Türk sözcüğünden ötürü kapatılan derneklerimize ilişkin protesto yürüyüşümüzün yaptırılmadığı 1988 yılından bu yana 26 yıl geçmiştir. Azınlık üyeleri için negatif haklar olarak da adlandırılan vatandaşlık hakları bağlamında elbette somut ilerlemeler sağlandıysa da doğrudan Azınlık olma vasfımızdan ötürü sahip olduğumuz pozitif haklarda hiçbir ilerleme göremedik.

Avrupa Konseyi'nin kurucu, Avrupa Birliği'nin ise kıdemli üyelerinden ülkemiz ne yazık kı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Azınlık dernekleri hakkında verdiği kararları anlaşılması inanılmaz gerekçelerle tanımamaya ve uygulamamaya devam etmektedir. Türk etnik kimliğimiz inkâr edilmekte, Meriç'ten Karasu'ya tüm soydaşlarımızın tartışmasız bir şekilde dini lider olarak kabul ettikleri, kutsal camilerimizde hür iradelerimizle seçtiğimiz Müftüler tanınmamakta, Yunan Vatandaşlık Yasası'nın sonradan iptal edilen 19. maddesi uyarınca Yunan vatandaşlığından çıkarılan onbinlerce soydaşımızın mağduriyeti göz ardı edilmekte, ihtiyaç olduğu halde üçüncü Azınlık ortaokul-lisesinin açılmasına izin verilmemekte, çağdaş eğitim standartlarına uygun olarak Yunanca-Türkçe eğitim verecek Azınlık anaokulları açılması talebimiz görmezden gelinmektedir.

Son olarak, Azınlığımızın karşı çıktığı ve milletvekillerimizin ret oyu verdikleri 4115/2013 sayılı Yasa kapsamında devlet okullarına giden çocuklarımıza Allah'ın kelamı da Yunanca öğretilmeye çalışmaya başlanmıştır. Unutulmamalıdır ki Yunanca verilen bu Kur'an dersi seçmelidir. En basit hukuk mantığına göre bu dersi seçmediğini söyleyen velinin çocuğu zorla bu derse sokulamaz. Bu dersi seçecek veli dilekçe vermelidir. Bazı okullarda velilere "Çocuğum bu dersi seçmeyecek" şeklinde bir dilekçe vermedikleri taktirde çocukların dersi seçtikleri sonucunun çıkacağının söylendiğini duymaktayız. Tekrar hatırlatmak istiyoruz, bu ders zorunlu değil seçmelidir ve bu dersi seçmemek suç değil, tamamen tercihtir.

Aziz Soydaşlarımız,
Gelinen noktaya bakıldığında yapılması gereken şey aramızdaki küçük kişisel hesapları artık geride bırakma zorunluluğumuzdur. Ecdadımıza layık bir nesil omalı, onların başlattığı hak arama mücadelesini tahriklere asla kapılmadan yasal ve meşru yollardan sürdürmeliyiz.

Geçici bir heves uğruna, bu davaya ihanet etmek için bizlere teklif edilen her türlü makam mevkiyi elimizin tersiyle itip, Azınlık için doğru olduğuna inandığımız değerlere bağlı kalarak, yaşadığımız ve yaşayacağımız tüm sıkıntılara rağmen dinimize, dilimize, kimliğimize, örf ve adetlerimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.

İnanıyoruz ki bizler birlik ve beraberlik içinde olduğumuz sürece güzel yarınların bizleri beklediğine inancımız tamdır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk etnik kimliğine sahip çıktığımız 29 Ocak gününüzü kutluyoruz.



İSKEÇE TÜRK BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU