Ana Sayfa » Kültürel Etkinlikler
İSKEÇE TÜRK BİRLİĞİ'NİN DÜZENLEDİĞİ EYLEMDE TÜRK AZINLIK HAKSIZLIĞA VE ADALETSİZLİĞE "ARTIK YETER!" DEDİ...
Güncellenme Tarihi: 11-07-2021

Görüntüleme: 1392

Yazı Boyutu:  

Resim Galerisi
İskeçe Türk Birliği, lehine verilen AİHM kararlarının Yunanistan yargısı tarafından uygulanmamasını protesto etmek amacıyla dün (10 Temmuz Cumartesi) eylem düzenledi.

Eylem için ilk olarak İskeçe Türk Birliği önünde toplanan kalabalık burada sloganlarla tepkisini dile getirdi. Daha sonra İskeçe şehir meydanına doğru yürüyüşe geçen kalabalık yürüyüş boyunca da Batı Trakya Türk Azınlığının taleplerini dile getiren ve İskeçe Türk Birliği'ne adalet talep eden Türkçe ve Yunanca sloganlar attı.

Son derece coşkulu ve tempolu geçen eylemde soydaşlar Türkçe, Yunanca ve İngilizce pankartlar taşıdı.

Yaklaşık 1.500 kişilik grup İskeçe şehir meydanında tarihi İskeçe saat kulesi önünde toplandı. Burada bir süre daha sloganlar atıldıktan sonra İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu konuşma yaptı.

Eyleme katılan herkese teşekkür eden Ozan Ahmetoğlu konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Bugün gerçekleştirdiğimiz bu demokratik eyleme katılan ve destek veren herkese ve her kuruma teşekkür ediyorum.

Sözlerime başlarken İskeçe'nin ve Batı Trakya'nın en eski ve en önemli derneklerinden biri olan İskeçe Türk Birliği'nin ülkemiz için bölgemiz için bir tehlike ve tehdit olmadığını vurgulamak isterim.

38 yıldır devam eden bir haksızlığa, adaletsizliğe tepki göstermek için bugün buradayız. 1927'den itibaren yarım asırdan uzun bir süre resmi ve yasal bir şekilde faaliyetini sürdüren İskeçe Türk Birliği, GTGB ve BTTÖB 1983 yılı sonunda bir gece aniden tabelaları söküldü ve resmiyetleri ellerinden alındı. Bu olayı, ülkemiz Yunanistan'ın milli kimliğimizi inkar etme politikasının bir yansıması ve bir uygulaması olarak görüyoruz. Unutmamak gerekir ki bu uygulama azınlık toplumu ile vatandaşı olduğumuz devlet arasındaki güvensizliğin en büyük sebebi olmuştur.

İskeçe Türk Birliği 1983 yılından 2005 yılına kadar 22 yıl süren iç hukuk sürecinden sonra hakkını aramak için 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuştur. AİHM, İTB ile ilgili kararını 27 Mart 2008 tarihinde açıklamış ve İskeçe Türk Birliğini oybirliğiyle haklı bulmuştur. Ne yazık ki aradan 13 yıl geçmiş olmasına rağmen ülkemiz Yunanistan uluslararası hukuka uygun hareket etmemekte ve AİHM'nin İTB ile ilgili kararını uygulamamaktadır. Bundan tam 10 gün önce 30 Haziran Çarşamba günü açıklanan kararla, Yargıtay yüksek mahkemesi (Arios Pagos) AİHM kararından sonra yaptığımız ikinci başvuruyu da reddetmiştir.

İskeçe Türk Birliği, 2008 yılından bu yana iki kez tükettiği iç hukuk mücadelesinde AİHM kararlarının uygulanmasını istemiştir. Ülkemiz Yunanistan ise iki kez bu talebimizi reddetmiştir. Bu karar uluslararası hukuk dikkate alınmadan alınan bir karardır. Buna en ufak bir şüphe yoktur.

İTB'nin yanısıra RİTKKD ve Meriç azınlık gençleri kültür derneğinin de AİHM kararları 13 yıldır uygulanmamaktadır. Avrupa Konseyinin ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının uyarılarını ve çağrılarını dikkate almamakta ve bu yanlış ve antidemokratik kararda 13 yıldır ısrar edilmektedir.

Bizler bu karara karşı tepkimizi dile getirmek için bugün buradayız. Bu kararın toplumumuza yapılan büyük bir haksızlık ve hakkımızın gaspı olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyoruz. Bu durumun vatandaşlar arasında haksızlık ve eşitsizlik doğurduğunu bir kez daha vurgularız.
Bugün burada toplanan bizler;

İskeçe Türk Birliği'nin haklı, demokratik ve uluslararası hukuka uygun taleplerinin reddedilmesine!

AİHM kararlarının 13 yıldır uygulanmamasına!

Anayasal hak olan, uluslararası hukuk gereği olan dernek kurma özgürlüğümüzün engellenmesine!

Kimliğimizin inkarına dayanan politikalara ve Türk azınlığın taleplerini görmezden gelen uygulamalara, ‘Artık Yeter' diyoruz.

İskeçe Türk Birliğinden, uğradığımız haksızlıklardan bahseden, yaşadığımız sorunlara çözüm isteyen, milli kimliğimizden söz eden her azınlık üyesinin hedef haline getirilmesine, sindirilmek istenmesine ve adeta zorbalığa uğramasına ‘Artık Yeter' diyoruz!


Bugünkü eylemle ülkemiz Yunanistan'dan uluslararası hukuku uygulamasını ve Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası kuruluşların uyarılarını da dikkate alarak İskeçe Türk Birliğinin resmi ve yasal statüsünü iade etmeye davet ediyoruz. Ayrıca devletten azınlığımızın taleplerini ve beklentilerini dikkate alacak politikalar üretmesini ve çözüm bekleyen sorunlarımıza çare bulmasını talep ettiğimizi belirtmek istiyoruz.


İskeçe Türk Birliği'ne ve tüm azınlığımıza yapılan haksızlığa karşı sesimizi yükselttiğimiz bu eyleme katılan, destek veren tüm kişi ve kurumlara, değerli müftülerimize, siyasetçilerimize, yerel yöneticilerimize ve herkese bir kez daha teşekkür ediyorum…


Mücadelemiz adalet tecelli edinceye kadar devam edecek!..."

İTB Başkanı Ozan Ahmetoğlu'nun konuşmasının ardından eyleme katılan kalabalık bir süre daha slogan attıktan sonra olaysız bir şekilde dağıldı.

İskeçe'de gerçekleştirilen eyleme katılanlar arasında Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Rodop Milletvekili İlhan Ahmet, İskeçe Milletvekli Hüseyin Zeybek, DEB Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, DEB Partisi Onursal Başkanı Işık Sadık Ahmet, Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkan Yardımcıları Ahmet İbram ve Tarkan Multaza, Mustafçova Belediye Başkanı Rıdvan Deli Hüseyin, Yassıköy Belediye Başkanı Önder Mümin, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habioğlu, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Başkanı Hüseyin Baltacı, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Sedat Hasan, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, Batı Trakya Azınlık Okulları Encümenler Birliği Derneği Başkanı Ercan Ahmet, BAKEŞ Başkanı Hüseyin Bostancı, BİHLİMDER Başkanı Mehmet Emin Mehmet, Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık, ÇINAR Derneği Başkanı Cengiz Ömer, Dimetoka Müslümanları Kültür ve Eğitim Şirketi Başkanı Süleyman Macır, Mustafçova belediyesi muhalefet listeleri başkanları Cemil Kabza, Ahmet Kurt, Önder Meçoğlu, eski belediye başkanı Mustafa Cukal, Rodop ili SİRİZA milletvekili adayı Özgür Ferhat, Rodop ili KKE Partisi milletvekili adayı Ali Kamber ve diğer yerel yöneticiler yer aldı.

Bu arada İskeçe'deki eyleme katılamayan İskeçe ili KİNAL Milletvekili Burhan Baran, İskeçe Türk Birliği dava sonucuyla ilgili bir basın açıklaması yayınladı. Kongre çalışmaları nedeniyle 10 Temmuz Cuma günü düzenlenen eyleme katılamadığını belirten milletvekili Baran, açıklamasında "Gönlüm ve beynim sizlerle, verdiğiniz mücadelenin en küçük noktasına kadar destekçinizim." ifadesine yer verdi. Milletvekili Burhan Baran'ın açıklaması şöyle: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince haklı bulunan İskeçe Türk Birliği davamız maalesef siyasi iradenin güdümünden kendini soyutlayamamış ve birkez daha Yunan adaletinin haksız kararı ile karşı karşıya kalmıştır. Sayın soydaşlarım, sayın başkan kongre çalışmalarım nedeniyle bu önemli günde maalesef yanınızda bulunamıyorum. Şunu belirtmek isterim ki gönlüm ve beynim sizlerle, verdiğiniz mücadelenin en küçük noktasına kadar destekçinizim. Saygılarımla İskeçe Kinal Milletvekili Dr. Burhan Baran."

İSKEÇE TÜRK BİRLİĞİ BAŞKANI OZAN AHMETOĞLU'NUN GÖSTERİDE YAPTIĞI TÜRKÇE VE YUNANCA KONUSMASI

Bugün gerçekleştirdiğimiz bu demokratik eyleme katılan ve destek veren herkese ve her kuruma teşekkür ediyorum.
Sözlerime başlarken İskeçe'nin ve Batı Trakya'nın en eski ve en önemli derneklerinden biri olan İskeçe Türk Birliği'nin ülkemiz için bölgemiz için bir tehlike ve tehdit olmadığını vurgulamak isterim.
38 yıldır devam eden bir haksızlığa, adaletsizliğe tepki göstermek için bugün buradayız. 1927'den itibaren yarım asırdan uzun bir süre resmi ve yasal bir şekilde faaliyetini sürdüren İskeçe Türk Birliği, GTGB ve BTTÖB 1983 yılı sonunda bir gece aniden tabelaları söküldü ve resmiyetleri ellerinden alındı. Bu olayı, ülkemiz Yunanistan'ın milli kimliğimizi inkar etme politikasının bir yansıması ve bir uygulaması olarak görüyoruz. Unutmamak gerekir ki bu uygulama azınlık toplumu ile vatandaşı olduğumuz devlet arasındaki güvensizliğin en büyük sebebi olmuştur.
İskeçe Türk Birliği 1983 yılından 2005 yılına kadar 22 yıl süren iç hukuk sürecinden sonra hakkını aramak için 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuştur. AİHM, İTB ile ilgili kararını 27 Mart 2008 tarihinde açıklamış ve İskeçe Türk Birliğini oybirliğiyle haklı bulmuştur. Ne yazık ki aradan 13 yıl geçmiş olmasına rağmen ülkemiz Yunanistan uluslararası hukuka uygun hareket etmemekte ve AİHM'nin İTB ile ilgili kararını uygulamamaktadır. Bundan tam 10 gün önce 30 Haziran Çarşamba günü açıklanan kararla, Yargıtay yüksek mahkemesi (Arios Pagos) AİHM kararından sonra yaptığımız ikinci başvuruyu da reddetmiştir.
İskeçe Türk Birliği, 2008 yılından bu yana iki kez tükettiği iç hukuk mücadelesinde AİHM kararlarının uygulanmasını istemiştir. Ülkemiz Yunanistan ise iki kez bu talebimizi reddetmiştir. Bu karar uluslararası hukuk dikkate alınmadan alınan bir karardır. Buna en ufak bir şüphe yoktur.
İTB'nin yanısıra RİTKKD ve Meriç azınlık gençleri kültür derneğinin de AİHM kararları 13 yıldır uygulanmamaktadır. Avrupa Konseyinin ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının uyarılarını ve çağrılarını dikkate almamakta ve bu yanlış ve antidemokratik kararda 13 yıldır ısrar edilmektedir.
Bizler bu karara karşı tepkimizi dile getirmek için bugün buradayız. Bu kararın toplumumuza yapılan büyük bir haksızlık ve hakkımızın gaspı olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyoruz. Bu durumun vatandaşlar arasında haksızlık ve eşitsizlik doğurduğunu bir kez daha vurgularız.
Bugün burada toplanan bizler;
• İSKEÇE TÜRK BİRLİĞİNİN HAKLI, DEMOKRATİK VE ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN TALEPLERİNİN REDDEDİLMESİNE!
AİHM KARARLARININ 13 YILDIR UYGULANMAMASINA!
ANAYASAL HAK OLAN, ULUSLARARASI HUKUKUN GEREĞİ OLAN DERNEK KURMA ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN ENGELLENMESİNE!
• KİMLİĞİMİZİN İNKARINA DAYANAN POLİTİKALARA VE TÜRK AZINLIĞIN TALEPLERİNİ GÖRMEZDEN GELEN UYGULAMALARA, "ARTIK YETER!" DİYORUZ.
• İSKEÇE TÜRK BİRLİĞİNDEN, UĞRADIĞIMIZ HAKSIZLIKLARDAN BAHSEDEN, YAŞADIĞIMIZ SORUNLARA ÇÖZÜM İSTEYEN, MİLLİ KİMLİĞİMİZDEN SÖZEDEN HER AZINLIK ÜYESİNİN HEDEF HALİNE GETİRİLMESİNE, SİNDİRİLMEK İSTENMESİNE VE ADETA ZORBALIĞA UĞRAMASINA "ARTIK YETER" DİYORUZ!!...

Bugünkü eylemle ülkemiz Yunanistan'dan uluslararası hukuku uygulamasını ve Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası kuruluşların uyarılarını da dikkate alarak İskeçe Türk Birliğinin resmi ve yasal statüsünü iade etmeye davet ediyoruz. Ayrıca devletten azınlığımızın taleplerini ve beklentilerini dikkate alacak politikalar üretmesini ve çözüm bekleyen sorunlarımıza çare bulmasını talep ettiğimizi belirtmek istiyoruz.


İskeçe Türk Birliği'ne ve tüm azınlığımıza yapılan haksızlığa karşı sesimizi yükselttiğimiz bu eyleme katılan, destek veren tüm kişi ve kurumlara, değerli müftülerimize, siyasetçilerimize, yerel yöneticilerimize ve herkese bir kez daha teşekkür ediyorum…

Mücadelemiz adalet tecelli edinceye kadar devam edecek!...

———————————————

Θα ήθελα να ευχαριστήσω όλα τα ατομα, τους συλλογους και όλους τους θεσμικούς φορείς που συμμετείχαν και υποστήριξαν αυτήν τη δημοκρατική διαδήλωση που πραγματοποιούμε σήμερα εδώ στην Ξάνθη.
Στην αρχή της ομιλίας μου, θέλω να τονίσω ότι η Τουρκική Ένωση Ξάνθης, μια από τις παλαιότερες και σημαντικότερες ενώσεις της Ξάνθης και της Δυτικής Θράκης, δεν αποτελεί κίνδυνο ή απειλή για τη χώρα ή την περιοχή μας.

Είμαστε εδώ σήμερα για να εκφράσουμε την αντίθεση μας σε μια αδικία οι οποία ιφίσταται εδώ και 38 χρόνια.
Η Τουρκική Ένωση Xanthi, η Ενωση Τουρκικής Νεολαίας Κομοτηνής και η Ενωση Τουρκων Διδασκάλων Δ. Θρακης λειτουργησαν επίσημα και νόμιμα για περισσότερο από μισό αιώνα και ξαφνικά στα τέλη του 1983 μέσα σε μια μέρα αρχιά αφαιρέθηκαν οι ταμπελες των ιστορικών μειονοτικων συλλογον και αργότερα με δικαστικές αποφάσεις ακυρωθηκε η νομικη υποσταση των σωματειων της μειονότητας.
Πιστέυουμαι ακράδαντα πως αυτό το γεγονός αποτελεί το αποτέλεσμα της πολιτικής που έχει να κάνει με την άρνηση της εθνικής μας ταυτότητας και και της συνείδησης της Τουρκικής Μουσουλμανικής Μειονοτητας.
Δεν πρέπει να ξεχνάμε ότι αυτή η πρακτική υπήρξε η μεγαλύτερη αιτία για την δημιουργία κλίματος δυσπιστίας μεταξύ της μειονοτητας και του κράτους τις τελευταίες δεκαετίες.
Θελω να θημίσω ότι Η Τουρκική Ένωση Ξάνθης προσέφυγε στο Ευρωπαϊκό Δικαστήριο Ανθρωπίνων Δικαιωμάτων το 2005 για να δίκαια αιτήματα της, μετά από 22 ολόκληρα χρόνια νομικού αγώνα από το 1983 έως το 2005.

Δυστυχώς, αν και έχουν περάσει 13 χρόνια, η χώρα μας, η Ελλάδα, δεν ενεργεί σύμφωνα με το διεθνές δίκαιο και δεν εφαρμόζει την απόφαση του ΕΔΑΔ για την ΤΕΞ που οφείλη εφόσον μιλάμε για κράτος δικαίου.
Με την απόφαση που ανακοινώθηκε την Τετάρτη 30 Ιουνίου, ακριβώς πριν από 10 ημέρες, ο Άρειος Πάγος απέρριψε και την δεύτερη αίτησή μας μετά την απόφαση του ΕΔΑΔ.

Η Τουρκική Ένωση της Ξάνθης ζήτησε την εφαρμογή των αποφάσεων του ΕΔΑΔ, απο τα ελληνικά δικαστήρια, με τον δικαστικό αγώνα εντός Ελλάδας δηλαδη την οποία έχει εξαντλήσει δύο φορές από το 2008 που εχει εκδοθεί η απόφαση του ευρωπαικου δικαστηρίου μέχρι σήμερα.
Δυστηχως για την δημοκρατία και τα ανθρώπινα δικαιώματα τα δικαστήρια έχουν απορρίψει και στις δύο περιπτώσεις το αίτημά μας. Ακόμα και ο νόμος Κοντονή που εχει ψηφιστεί το 2017 και ειχε ως στόχο την εφαρμογή των αποφάσεων του ευρωπαικου δικαστηρίου δεν στάθηκε αρκετό.
Δεν υπάρχει η παραμικρή αμφιβολία ότι αυτή η απόφαση ελήφθη χωρίς να ληφθεί υπόψη το διεθνές δίκαιο.
Εκτός από την Τουρκική Ενωση Ξάνθης, υπάρχουν επίσης και οι αποφάσεις του ευρωπαικού δικαστηρίου που αφορούν των Πολιτιστικό Σύλλογο Τούρκων Γυναικών και του Συλλόγου Νεολαίας Μειονότητας Νομού Έβρου η οποίες και αυτές δεν εφαρμόζονται εδώ και 13 χρόνια.
Είμαστε εδώ σήμερα για να εκφράσουμε την αντίδρασή μας και την αντίθεση μας για αυτήν την άδικη απόφαση.
Θέλουμε να εκφράσουμε ότι η πρόσφατη απόφαση του Αρείου Πάγου αποτελεί μεγάλη αδικία για την Μειονότητα και αποτελεί επίσης σφετερισμό των δικαιωμάτων μας.
Επισημαίνουμε ότι αυτή η κατάσταση δημιουργεί αδικία και ανισότητα μεταξύ των πολιτών.

• Για την απόρριψη των δίκαιων, δημοκρατικών και καθ'όλα συμβατών με τον διεθνές δίκαιο αιτημάτων της Τουρκικής Ένωσης Ξάνθης,
• Για την ΜΗ ΕΦΑΡΜΟΓΗ των αποφάσεων του ΕΔΑΔ επί 13 ολόκληρα χρόνια!
• Για την απαγόρευση άσκησης δικαώματος και της ελευθερίας του συνεταιρίζεσθαι, που αποτελεί συνταγματικό δικαίωμα και μέρος του διεθνούς δικαίου.
• Στις πολιτικές που βασίζονται στην άρνηση της Τουρκικής ταυτότητάς και συνειδησης μας και πολιτικές εφαρμογές που αγνοούν τα αιτήματα της τουρκικής μειονότητας.

ΛΕΜΕ «ΦΤΑΝΕΙ ΠΙΑ!»

«ΦΤΑΝΕΙ ΠΙΑ»
στην στοχοποιήση των μελών της Μειονότητας οι οποιοί τολμούν και μίλανε για τα προβλήματα που περιμένουν να λυθούν.

«ΦΤΑΝΕΙ ΠΙΑ»
στον εκφοβισμό, στην φίμωση και στο μπούλιγκ που δεχόμαστε όταν γίνεται λόγος για την Τουρκική Ενωση Ξάνθης η όταν επρόκειτο για τα δικαιώματα της μειονότητας και τα αιτήματα της.

«ΦΤΑΝΕΙ ΠΙΑ»
Στην δαιμονοποιήση της Μειονότητας που θέλει να εκφράση την ταυτότητά της.

Με τη σημερινή διαδήλωση εκφράζουμε το αίτημα μας για την εφαρμογή του διεθνές δίκαίου και την επιστροφή της νομικής υποστασης της Τουρκικής Ενωσης Ξάνθης συμμορφόνοντας με τις αποφάσεις του ευρωπαικού δικαστηρίου αλλα και έχοντας υπόψι τις αλλεπάληλες εκκλίσεις του Ευρωπαικού Συμβουλίου και άλλων διεθνών οργανισμών πρός την Ελλάδα.
Επίσης την εκπόνηση απο την πολιτεία συγκεκριμένων μέτρων για την επίληση των χρόνιων προβλημάτων της μειονότητας σε μια βάση διαλόγου και με γνόμονα τις απαιτήσεις, τις προσδοκίες και τις ανάγκες της μειονότητας μας.
Θα ήθελα να ευχαριστήσω για άλλη μια φορά όλους εσάς τον απλό λαό της μειονότητας, όλους τους πολιτικούς και τους αυτοδιοικιτικούς και τους φορείς της μειονότητας που συμμετείχαν και έδωσαν την στήριξη τους στη σημερινή διαδήλωση στην οποία υψώσαμε τις φωνές μας όλοι μαζί ενάντια στην αδικία και στην αδιαλαξία.

Ο αγώνας συνεχίζεται μέχρι την τελική δικαίωση!..